Kuantum Dünyasında Türk Hikayelerinin Yeri 1

 Öncelikle belirtmek isterim ki fizikçi yada benzer bir alan üzerine çalışan biri değilim. Bu yazıda kuantum fiziğinde olan evrenler hakkında türk hikayelerinin farklı yaklaşımlarına değineceğim.



 Kolaylıkla bulabileceğimiz kuantum fiziği hakkındaki bilgiler şöyledir. Newton mekaniğinin (klasik mekanik) tersine kuantum mekaniği evrende hiçbir fiziksel olayın kesin ve ortaya koyulabilir ve net ölçülebilirliğinin mümkün olmadığını bunun yerine bütün bilebildiklerimizin istatistiksel veriler olduğunu söyler. Kuantum fiziği en basit şekilde mutlak doğrular yoktur, tecrübelerden edinilen doğrular vardır diyen ve olasılığı kendine yöntem edinen bir kuramdır. Kuantumu bu kadar kolay açıklamak mümkün değildir tabi ama en yalın anlatımla bunu çıkarabiliriz.




Türk hikayeleri diğer kültürler gibi geniş bir yelpazesi mevcuttur. Bu yazımda özellikle aşk hikayelerin en bilineni Ferhat ile Şirin hikayesini kuantum evreninde elealalım. Hikayede bildiğimiz gibi Ferhat sevdalı olduğu Şirin'i için şart koşulduğu üzere şehre su getirmek için dağı delmiş şehre suyu getişmiştir. İşin buraya kadar olan bölümü bildiğimiz üzere gelişir. 

 Farklı evrende aynı anda Ferhat sevdalısı için dağa yönelir. Sarp ve yüce dağın heybeti karşısında genç Ferhat acizliğini bi tarafa bırakıp dağı karşına alıp tırmanmaya başlamıştır bile. Dağ sarp kayalardan oluştuğu için kazmasını uygun bir alana vurmak içün cesaretini toplamakla meşguldür. Kazmasını bir, iki, üç derken birkaç darbe sonucu oluşan küçük çukuru gözle görülmesi Ferhat'tı memnun etmiş gibi görünmektedir. Bu darbeler sonucu birden tuhaf bir kokunun etrafını sardığını duyumsar. Kokunun merkezini araştırmak için sağa-sola doğru koşuşturur. Koku aslında kükürt dioksit (SO2) olduğunu bilmeyen yağız delikanlı Ferhat magma odasındaki kapağa uyguladığı kazma darbeleri basıncın artması sonucu magmanın açığa çıkmasının hemen öncesidir. Korkulu gözlerle kazmasını küreğini alıp dağın yamacından aşağıya yönelen Ferhat dağın tepesini saran gri bulutumsu dumanın artığını attığı her adımda daha görünür olmuştur. Dağa yakın köy halkı ilk önce bunun yağmur bulutu olduğunu sanmasıyla duyumsadıkları koku alışılmadık bir olay olduğu kanısına varırlar. Bu olayın akabinde dağın patlaması gerçekleşmiş sevdalı Şirin'ine kavuşmayı bıraka dursun bir toplumun felaketine yol açmıştır. Bu olay sonucu tarih kitapları bir aşk hikayesini değilde bir felaketti anlatmış, edebiyat dizeleri ise Ferhat'tı yeren methiyeler düzmüştü kim bilir.

 Kelebek etkisinde olduğu gibi bu olayda ise farklı varsayımlar çıkarmak mümkündür. Bu olayın en güzel örneğini Jaco Van Dormaelin yönetiği 2009 yılı olan Bay Hiçkimse (Mr. Nobody) filminde dikkat çekilmiştir. Bizlerde geçmişte yaşadığımız iyi yada kötü olaylarda keşke deriz ya işte o keşkelerimizi kuantum evreninde binlerce farklı olay örgüsüyle ele alınabilir. Örneklemek gerekirse günlük yaşantımızda evden işe yada herhangi yere giderken yolda başımıza gelen ayağımızın takıldığı taş geçirdiğimiz sakatlanma sonucu 'keşke' o yolda geçmeseydik dediğimiz olmuştur elbette. Daha önce o yolda geçen başka bir kişi o taşı ayağıyla kenara itseydi belki bu olumsuz günü siz hiç yaşamamış olurdunuz. Peki kenara kaldırdığı taş kaldırımın yanındaki duvarda bulunan bir kuşun yuvasına erişmek isteyen bir kedi için büyük bir fırsat olmuşsa bu durumda bu keşkeler bize getirdiği iyilik başka bir yerde ve başka bir zamanda farklı canlıların felaketti olmaz mı? 

 Anı yaşamak ve keşke demeden önce olumlu veya olumsuzlukların binlerce olasılık sonucu başımıza geldiğini unutmamak gerekir.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Göbekli Tepeden Dünya Mutfağına

Kolonyadan Sınıfsal Ayrımcılığa

Siyah Eldiven ve Çahma Roles